5 Kasım 2010 Cuma
Aştık geçilmez dağlar üstünden
Öyle vakur, öyle heybetli
Vardık ot bitmeyen vadilere
Ayağımız değdi yeşerdi!
Gönlümüzde büyüklüğü Asya’nın
Yıktı köhneliğini orta zamanın
Zamanın karanlığı ortasında
Şimşek örneği parlayan kılıcımız
Nur yağdırdı aydınlık yeni günlere
Eskilik, karanlık düşüverince yere,
Dağlar, denizler misali,
Yol verdi gemilere!
Sustu kulakları tırmalayan çan;
Burca bayrak dikince Ulubatlı Hasan!
1 Kasım 2010 Pazartesi
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhanelerıyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geciyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul’u dinliyorum.
Orhan Veli Kanık
Etiketler: Dinliyorum, stanbulu
7 Temmuz 2009 Salı
Yikilmisim sevda yolunda umudum kalmamis hayatan,
Sensiz yasamak zor gelir bana,
Bu evren seniz bana yalan,
Birakma beni buralarda,
Vurulmusdan fena oldum senin gidisinden sonra,
Sen benim gözyasimdin akmayacakdin gözümden,
Ama istemeden aktin gözlerimden…
Ben bir gece dışarda
Oda benim yanımda
Gözleri parlıyor
Ateş böceğinin yanında
Yıldızların hepsi
Gözlerinin içinde sanki
O güzel rüzgarda
Sarı saçları uçuyor gibi
Dutların arasından dökülen gülüşler,
Yıllandıkça işlemez olmuş gamzelere,
Nede çabuk geçmiş zaman,
Gölgesinde uyuduğumuz,
Koca çınar devrilmiş,
Çocukluğumuzun,
Çatapat kokulu duvarlarından,
Silinmiş isimler birer birer,
Nede çabuk geçmiş zaman,
Yıllandıkça değişmiş gülüşün,
Taze gelincik sıcaklığında öpüşlerin,
Yıllandıkça solmuş,
Zümrüt yeşili gözlerinden düşen yaşlar,
Uğramaz olmuş matemlere,
Nede çabuk geçmiş zaman,
Yıllandıkça değişmiş her şeyin…
YİNE GECE OLDU
YİNE GECE OLDU
SENSİZLİK BENİ VURDU
GÖZLERİM DOLU DOLU
ELLERİM BOMBOŞ OLDU
YİNE GECE OLDU
HER YER KARANLIKLA DOLDU
GÖZYAŞLARIM YAĞMUR OLDU
YAĞDI VE PENCERENE VURDU
YİNE GECE OLDU
SEN YOKTUN YANIMDA
KORKUYORDUM KARANLIKTA
SENİ ARIYORDUM BURALARDA
BELKİ GELİRSİN YANIMA
YİNE GECE OLDU
SEVDALAR KARANLIKTA YOK OLDU
SEVDALILAR AĞLAMAKLI OLDU
AYRILIK BİZİDE VURDU
YİNE GECE OLDU
YİNE GECE OLDU…
YİNEDE SEVİYORUM
Sen yıldızlardan da uzaksın
biliyorum.
Sonsuz uçurumlardasın belkide
Ama neden uzansam,
dokunacak gibi oluyorum bazen
bazen gerçekten dokunduğum
zamanlar oluyor söylesam inanmazsın
sen imkansızında ötesindesin biliyorum
istesemde yaklaşamam sana
olmayacak birşey bu görüyorum
ama sevmasende seviyorum
sevmek için sevilmek gerekmiyormuş
artık anlıyorum
ne olursa olsun seviyorum
sevilmediğime üzülsemde
sevdiğime mutluyum